Nurettin Akdeniz 1969 Çorum doğumludur.
İlköğretim ve lise yılları Osmancık ilçesinde geçti.
1990 yılında İstanbul’ a taşındı.
Halen İstanbul’ da ikamet etmektedir.
İnşaat malzemeleri sektöründe aktif olarak uzun yıllar çalıştı. Mesleği gereği Almanya, Rusya, Azerbaycan ve Afrika ülkeleri gibi birçok ülkede bulunma fırsatı oldu. Pandemi dolayısıyla iş hayatına son verdi.
Hobileri hayvancılık, edebiyat, şiir, seyahat, tarım ve hayvancılık…
NEFESİM
Yolunu gözleyip gün gün özlemek
Karşılıklı duygu hissetmek güzel
Sevgiliye aşkı söylemek sözel
Andığımda seni meleğim demek.
Hâr- ı ateşinde kavrulup yanmak
Doyumsuz haz ile ömür boyunca
Cennetten bir hûri huyu huyumca
Hakk’tan dileğimsin budur inanmak.
Geçen günlerimi yaşamak sandım
Seninle birlikte gülüp ağlayıp
Hevesi heyecanı sana bağlayıp
Nefesin nefesim sayıp da yandım.
Sen mutlu günlerim huzurlu gecem
İçip doymadığım cennet pınarı
Ahu ceylan gözler zülüfler sarı
Dualarımdaki daim ilk hecem.
Sağımda solumda kalbimde oldun
Girdin hücrelerim iliklerime
Hilaf yok ki inan dediklerime
Sahiden aklımı başımdan aldın.
Gonca güllerimiz daha solmadan
Henüz kapanmadan ömür perdemiz
Gel artık yeter bak bitsin derdimiz
Ateşler sönmeden vâdem dolmadan.
DİYEYİM
Ah ah felek ah sıra sana gelmiş diyeyim
Hele bak sen haddine tam çok bilmiş diyeyim.
Bizler senin içinde sen bizim içimizde
Haydi sohbet edelim içim dolmuş diyeyim.
Biraz seveyim deyip az da sayıp söveyim
Hâşâ küfür yakışmaz çare bulmuş diyeyim.
Sevenlerin vardı ya dört vardiya çalışmış
İçini de hep delik deşik delmiş diyeyim.
Allah seni yaratmış benî-âdem’e sunmuş
Üstünde altında da nimet bolmuş diyeyim.
Yemyeşil ovaların dümdüzmüş önümüzde
Kulluk etmek için de yegâne elmiş diyeyim.
Yüce yüce dağları karlar ile süslemiş
Rabbim böyle yaratmış tutar dalmış diyeyim.
Her mevsimin havası güzellikler sunuyor
Kışı yazı baharı hepsi yılmış diyeyim.
Kaderle karıştırdın bak kendini olmaz ki
Üstünden geçilecek mutlak yolmuş diyeyim.
Dünya köprüdür yalnız bâkiye durulmuyor
O kırılmış dökülmüş çürük salmış diyeyim.
Şeytân-ı lâin ile anlaşma mı yapmışsın
Hayırdır ne oluyor berbat olmuş diyeyim.
Bir besmele yeterli kovmak için Mel’unu
Rahmân Rahim deyince korkmuş solmuş diyeyim.
Ya erhamerrahimin tesbihi dilimizde
Duasın avd ettiği yüce kulmuş diyeyim.
İman ile göçüp de Kürre -i arz’dan giden
Ukbaya vasıl olur cennet şolmuş diyeyim.
Kandırıp inandırma hilebazın tekisin
Kimler gelip geçmişte hep solmuş diyeyim.
Tâcın tahtın kalmaz nâslar gibi fânisin
Felek hayat dünya mı adın ölmüş diyeyim.
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ
Bakışın gördüğüm, ilk günden beri
Aklım yok başımda,o andan beri
Sevdim ki içimden, geldiği gibi
İşte Mecnun vardı, say ondan beri.
Dağ bayır gezerim, dilimde ismin
Hayallerimdeki, güzelim cismin
Önceki seçimden kaldığı gibi
Elimde bulanık, sade bir resmin .
Nâr-ı ateşinde ah yanıyorum
Elâ gözlerini, çok anıyorum
Herkesin biçimden bildiği gibi
Rüyamda melekler, sen sanıyorum.
Tutkunun rengine, kara demişler
Yazılmış nasibin, ara demişler
Siyahı saçımdan sildiği gibi
Aşk, onulmaz derin yara demişler.
Şâd olup ömrümüz, sürmeden daha
Hoca kefenimiz sarmadan daha
Defterim suçumdan dolduğu gibi
Ecel kapımızdan girmeden daha.
Sevda yokuşundan çıkmam gerekir
Senle aşk yoluna akmam gerekir
Düşünce açımdan olduğu gibi
Parmağına yüzük takmam gerekir.